Bir Avukatın sağladığı faydalardan yararlanabilmek için öncelikle avukatınızla "Avukatlık Hizmet Sözleşmesi" imzalamanız gerekmektedir. Daha sonrasında ise gerekli olması halinde noterden vekaletname çıkartmalısınız.
İş Kanunu'na göre işveren işçilerin ücretlerini gününde ödemek zorundadır. Eğer işveren ödemiyorsa iş akdinizi haklı nedenle feshedip kıdem tazminatı ve diğer sosyal haklarınıza almaya hak kazanırsınız. Fakat iş hukukunda bazı işlemlerin yapılış şekli sonucu tamamen etkileyeceği için bu işlemleri nasıl yapacağı konusunda büromuza gelerek Avukatlarımızdan profesyonel yardım almanızda büyük yararınız olacaktır.
İşyerinde 1 tam yılı doldurmanızdan itibaren işveren tarafından haksız fesihlerde ya da işçi tarafından haklı fesihlerde kıdem tazminatına hak kazanırsınız.
Yargıtay işverenlerin bu şekilde davranışlarının iyi niyetli olmadığını kabul etmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre bu durumdaki işçilerin kıdem tazminatlarının hesaplanmasında girdi-çıktıların önemi olmayıp, çalıştığı bütün süre dikkate alınır.
Evet. Çalışma gücünüzdeki kayba ve olaydaki kusursuzluk oranınıza göre uygun bir maddi ve manevi tazminat almaya hak kazanırsınız.
Maddi tazminatın hesaplanması kişinin bilinen en son geliri üzerinden yapılır. Eğer kişinin bilinen en son geliri yoksa emsal işleri yapanlar arasından ücret araştırmasıyla ya da asgari ücret baz alınarak bir tutar bulunur. Bu tutar üzerinden kişi eğer ölmeseydi ya da çalışma gücünde azalma olmasaydı ömrünün sonuna kadar ne kadar para kazanacaktı bunun hesaplaması yapılır. Bulunan bu tutar maddi tazminat olup, kişilere payları ölçüsünde paylaştırılır.
Evet. Yukarıdaki diğer örneklerde anlatıldığı gibi uygun bir maddi ve manevi tazminat almaya hak kazanırsınız. Ayrıca bunun yanında bir de "Ferdi Kaza Koltuk Sigortası"nda belirtilen tutar kadar tazminatı da ek olarak almaya hak kazanırsınız. Bu durum otobüs kazasında hayatını kaybeden yakınlarınız için de birebir geçerlidir.
Evet. Çalışma gücünüzdeki kayba ve trafik kazasındaki kusursuzluk oranınıza göre sigortadan ve karşı taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat almaya hak kazanırsınız.
Dava sonuçlandıktan sonra, mahkeme kararı neticesindeki haklılık durumunuza göre dava açılırken yatırmış olduğunuz harç ve masrafların paylaşımı yapılmaktadır. Davanızın tam kabulü halinde yatırmış olduğunuz mahkeme masraflarının tamamını karşı taraftan talep etme hakkınız bulunmaktadır.
cra takibinin konusuna göre 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun aradığı koşullara uygun olarak hazırlanacak takip talebi ile icra dairlerine gidilerek icra takibi başlatılmaktadır. Akabinde icra dairesi tarafından hazırlanan ödeme emrinin borçluya gönderilmesi, gönderi takibinin yapılması ve icra sürecinin takip edilmesi zaruridir. Ancak icra takibinin başlatılması ve devamındaki süreç için titiz bir araştırma ve incelemenin yapılması gerektiği için alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınmasını önermekteyiz.
Avukatlık Kanunu gereğince Avukatınızın size sunmuş olduğu hizmete göre bir bedel ödemek durumundasınız. Bu bedelin asgari tutarı her yıl Resmi Gazete'de yayımlanan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi" ile belirlenir. Tarifede belirtilen tutarlar altında iş yapılması Avukat açısından da disiplin suçudur.
Hayır. Türk hukukunda yargılama usulü olarak yazılı usül esastır. Yani dilekçeler sözlü yargılamaya göre çok daha fazla öneme sahiptir. Avukatın savunma ve iddialarını dilekçeleri ile sunması, duruşmada sözlü olarak beyan etmesine göre çok daha sağlıklıdır. Kaldı ki ülkemizde hakimler tayin nedeniyle sık sık yer değiştirmekte olup, sizin "tam da ikna ettik" diye düşündüğünüz hakim bir sonraki duruşmasını tayini çıkmış olarak memleketin başka bir köşesinde yapabilir. Sizin duruşmanıza ise ilk defa karşılaştığınız bir hakim çıkabilir. Bu nedenle tüm olayların açık bir şekilde sırası ile yazılarak dosyasına konması çok önemlidir.
Evet açabilirsiniz. Fakat hukuk çok karmaşık ve incelik isteyen bir konudur. Profesyonel bir yardım hem zamandan hem paradan tasarruf sağlar. Haklı çıkmak, haklı olmaktan çok farklıdır. Nasıl bir yanlış iğne insanların hayatlarını karartabiliyorsa, duruşmada dile getirdiğiniz yanlış bir cümle, dilekçenizde yer alan hatalı bir beyan da davanızı çok zor durumlara sokabilir.
Söz konusu davalar olduğu vakit hiçbir zaman hiçbir duruma kesin gözüyle bakılmaması gerekir. Bu nedenle hiçbir zaman "kesin" gibi bir kelime kullanıp müvekkillerimize bir taahhüt vermeyiz. Aksi takdirde hizmet değil umut satmış oluruz. Müvekkillerimize verebileceğimiz tek taahhüt dava veya işinizi elimizden gelen en iyi şekilde, en yüksek gayret ve çaba ile takip edeceğimizdir.